Yazının orjinali daha önce Mahmut’ta yayınlandı
. Ev sahiplikleri için teşekkürler.
Yıllar önce Asaf’la sohbet ederken onun da aynı şekilde hissettiğini öğrendiğimde önce biraz şaşırmış, sonra “dert aynı dert” diye düşünmüştüm. Yazmak bana hep çok sınırlı bir anlatma biçimi olarak gelmiştir. Bazen kendimi çaresiz hissederim o anı istediğim gibi yazamadığım için. Kelimenin, dizenin sınırından şikayet ederim. Mesela keman çalabilsem, yazmazdım. O kadar sonsuz ve çok anlatabilme olanağı var ki müzikte. Bu biraz resim için de böyle gelir bana. Bir forma, anlatma düzenine girmek zorunda olmamak…
Birçok şey var yıllar içinde sözcükle anlatabilmenin yolunu bulamadığım. İki tanesi çok belirgin. Kaç kez içimden geçti, kaç kez istedim, denedim, sayısını bile anımsayamıyorum. Hep sözcüklerin, kendi sözcüklerimin yetemeyişine kızgınlıkla kaldığım.